Diş renklenmeleri, çocuklarda psikolojik ve sosyal sorunlara yol açarak özgüven kaybına sebep olabilir. Çocuklarda dış kaynaklı diş renklenmeleri süt ve daimi dişlenmede görülebilir. Renklenmeler siyah, kahverengi, sarı - turuncu, veya yeşil - gri renklerde görülebilir.
Dış kaynaklı renklenmelerin etiyolojisinde ağız hijyeninin kötü olması, demir preparatlarının kullanımı ve kromojenik bakteriler yer almaktadır. Bu renklenmeler çürük ile karıştırılabilmektedir.
Siyah Renklenmeler:
süt ve daimi dişlerde dişeti kenarına paralel seyreden ince çizgi ya da geniş bant şeklinde görülen renklenmelerdir. Tükürüğün yıkayıcı etkisinden daha az yararlanan üst çene ön dişlerde daha sık görülmektedirler. Bu renklenmeler genellikle oral hijyeni iyi, çürük görülme sıklığı düşük olan çocuklarda tespit edilmiştir. Siyah renkli materyal, ferrik sülfid benzeri bir bileşiktir ve bakterilerin ürettiği hidrojen sülfid ile tükürük ya da dişeti sıvısında bulunan demirin etkileşimi sonucu oluşmaktadır.
Yeşil renklenmeler, genellikle üst çene süt kesici dişlerin dişeti kenarında kalın, sıkıca yapışmış bant şeklindeki oluşumlardır. Griden, kahve rengi-yeşile kadar değişen renk yelpazesine sahip bu renklenmeler, erkeklerde kızlara oranla iki kat daha fazla görülmektedir. Bu renklenmenin kimyasal bileşenleri arasında ise alüminyum, baryum, nikel, bakır, bor, stronsiyum ve potasyum bulunmaktadır. Çocuklardaki bu boyanmanın sebebi, dişlerin sürmeleri esnasında diş yüzeylerinde mevcut olan Nasmyth zarının zamanla parçalanarak diş yüzeyinden tamamen uzaklaşamaması, kromojenik materyallerin ve bakterilerin eklenmesi sonucu boyanmasıdır. Bakteriyel hidrojen sülfid de bu renklenmelerden sorumlu tutulmaktadır.
Turuncu - Sarı Renklenmeler:
Siyah ve yeşil renklenmelere oranla daha az sıklıkta görülen turuncu renklenmeye, kesici dişlerin dudak yüzeyinin diş etine yakın bölgesinde rastlanılmaktadır, düzenli sınırları vardır, kesici kenara doğru renklenme gittikçe kaybolur ve belirli bir kalınlıkları yoktur. En çok renklenme orta kesici dişlerde olup, köpek dişlerine doğru azalmaktadır. Genellikle ağız hijyeni kötü olan çocuklarda görülmektedir, bununla birlikte gelişimsel ve beslenme bozukluğu olan çocuklarda da görülebilmektedir. Bu renklenmeler, diş yüzeyinden kolaylıkla kaldırılabilir ancak tekrar etmektedirler.
Ebeveynlerin klinisyenlere en çok başvurduğu renklenmeler genellikle süt dişlerinde görülen siyah renklenmelerdir. Bu renklenmelere yol açan kromojenik bakterilerin birçoğu demir varlığında büyüdüğü için, demir preparatı kullanan çocuklarda renklenme olasılığı artmaktadır. Bu ilaçların kullanımı sonrası, heme ihtiyaç duyan kromojenik bakterilerin kolonizasyonunu azaltabilmek için, ağzın su ile çalkalatılması ve diş yüzeylerinin temizlenmesi gerekmektedir.
Bu sonuç doğrultusunda; tabak, kaşık, çatalların ve diş fırçalarının ortak kullanımı, emzik veya biberon başlıklarının tükürük ile temizlenmesi, çocuğun dudaktan öpülmesi gibi aile içi bakteri geçişine yol açabilecek alışkanlıklar engellenmeli, ebeveynler kendi oral hijyenleri konusunda dikkatli olmalıdır. Kromojenik bakteri kaynaklı renklenmelerden turuncu ve yeşil renklenmeler, genellikle oral hijyeni kötü olan çocuklarda görülmektedir. Bu hastalarda iyi bir oral hijyen eğitimi verilerek hastaların bilinçlendirilmesi, etkili ve düzenli diş fırçalama alışkanlığı kazandırılması bu renklenmelerin giderilmesi ve yeni renklenmelerin önlenebilmesi için en önemli ve en kolay yöntemdir. Çocuklardaki dış kaynaklı diş renklenmelerinin tedavileri için genellikle polisaj işlemi yeterli olmaktadır. Ultrasonik ve sonik temizleyiciler de renklenmelerin giderilmesinde kullanılabilmektedir.
Makaleyi Yazan Hekim: Dt. Sinem Batur Kara